Allame Serefüddin(öl. 1957), hayati boyunca, ayni kökene sahip olan; ilahî vahiyden ve Nebevî sünnetten beslenen Siîlik ile Sünnîlik arasindaki ihtilâflarin iki mezhep arasinda bir husumete dönüsmesinden rahatsizlik duymus, bu rahatsizligini da Sünnî bir âlim olan Seyh Selim el-Bisrî (öl. 1916) ile paylasmistir. Iki âlim, Sia ve Ehlisünnet arasindaki ihtilâfli meseleleri ortaya koyup açikliga kavusturmak, böylelikle iki mezhep arasindaki husumete bir son vermek için mektuplasmaya karar vermislerdir. Seyh el-Bisrî ile yazismalarini kitap haline getirerek ortaya çikan iyimser tabloyu kalicilastirmak, gelecek kusaklara aktarmak isteyen Allame Serefüddin, elinizdeki eserin ortaya çikis hikâyesini anlatirken amacini söyle ortaya koyar:
“Böyle bir kitap yazma düsüncesi içindeki mektuplardan çok daha eskilere dayanir. Bu düsünce, gençligimin ilk günlerinden beri, simsegin bulutlarin arasinda parildamasi gibi gögsümde parildamaya, gayretin galeyana gelmesi gibi kanimda kaynamaya baslamisti. Engebesiz düz bir yol bulmak istiyordum ki, Müslümanlari, aralarindaki ihtilâf fitnesini bitirecek, gözlerindeki perdeyi indirip hayata ciddî yönünden bakmalarini saglayacak bir sinirda durdurabilsin; onlari üzerlerine farz olan dinî ilkeye döndürüp, hep birlikte Allah’in ipine simsiki sarilmalarini ve hak bayragi altinda birbirlerinin pazisini güçlendiren iyi kardesler olarak ilim ve amelde ilerlemelerini saglasin.