Eğreti Hayatlar, bir yol hikayesi.
Adeta Mahmut Makal’ın anlattığı *Bizim Köy*deki evlerden birinde yaşayan bir kız çocuğunun, kendisi dışında kalan dünyayla ilişkisinin de hikayesi.
Şöyle bir bakıp yanından geçtiğiniz, belki gözünün içine baktığınız ya da saçını okşadığınız ancak çoğu zaman üçüncü sayfaya haber olduklarında yaşadıklarını fark ettiğiniz çocukların hikayesi. 12 yaşındaki Ulviye, ailesiyle, akrabaları ve komşularıyla, acıyla, yoklukla, cehaletle çevrelenmiş fazlasıyla tanıdık bir dünyada yaşıyor.
Kimi zaman isteyerek, kimi zaman kaçınmaya çalıştığı halde beceremeyerek tanık olduklarıyla, deneyimledikleriyle bir yetişkin için sıradan olanın, bir çocuk için ne ifade ettiğini anlatıyor. Okuyucusunu, yol eşlikçisini, sıradan olanın bile bir çocuğun hayatında ilk kez deneyimlendiği o anı hatırlamaya çağırıyor.
Kadriye Selçuk, 12 yaşındaki Ulviye ile bütünleşiyor; onun yalan söylemekle dürüst olmayı, paylaşmakla kendine saklamayı, arzu etmekle hak etmeyi, sahip olmakla kazanmayı, korumakla korunmayı öğrendiği yaşantısını çocuk gözünden ustalıkla anlatmayı başarıyor. Bir çocuğun duygularını, yalın ve gerçekçi bir biçimde okuyucusunun önüne seriyor.