Dünyaya sessizce gelmişti eğreti gelinler ve yine öyle gideceklerdi. Mezar ziyaretlerinden biri Kostak Emine`yi ele verdi; yazarıyla karşılaştırdı. Denizli`den (Göller Şehrinden) başka hiçbir yerde yaşanmamış olan "eğreti gelin geleneği"ni el altından yürüten zengin aileler, ergen oğullarını kadm bedeniyle tanıştırıp evliliğe hazırlarken, kendi evlerinde özel döşeli bir oda açıyorlar. Sevişgen bedenlerini karın tokluğuna mektepli delikanlılarına sunan bu kadınlar, eğreti gelinlikleri süresince yol yordam öğrenip bilgileniyor, insanca bir hayatı rüyada yaşıyorlar. Kozalarını delip kelebek olmak isterlerse, kızgın buhara sokulup canlanmaları önleniyor; Eline bohçasıyla yüreği tutuşturulan eğreti geline, "Bu evde işin bitti" deniliyor. İşinin ehli, kendince ilkeli ve ahlaklı olan eğreti gelinler, bir başka evin delikanlısına tavsiye ediliyor. Evsiz barksız kaldığında, bir zamanlar gelinlik yaptığı tutkulu erkekleri bazen onları korumaları altına alsa da yasakları, geçmişi keskin ve kırrıcı, aşkları büyülü ve kalıcı...
1930`lu yılların eğreti gelini, bir Atıf Yılmaz filmine de konu oldu.