Ben yaşadıklarımı ve tanık olduğum yaşamları, yani bir anlamda sıradan insanların sıradışı hikâyelerini yazdım. Yeni tanıdığım insanların bir sözü, bir bakışı ilgimi çekiyor ve onları tanımak istiyorum. Bu durum sadece meraklı olmakla açıklanamaz bence. Ben başta ailem ve dostlarım olmak üzere, çevremdeki insanların hikâyelerini dinleyip anlatırken, insanlar da yaşadıklarının sıradan hikâyeler olmadığını fark ediyorlar esasen.
Yeni girdiğim bir arkadaş grubunda en sessiz, en az dikkat çeken insandan en ilginç hikâyeleri dinliyorum. Elbette birbirine benzeyen hikâyeler var. Ama bazen bu benzerlikler bile bana yeni pencereler açıyor. İnsanları tanımak istiyorum, çünkü böylece davranışlarının sebeplerini tahmin etmem kolaylaşıyor. Genelleme yapmamayı öğreniyorum. Kınamamaya, yargılamamaya zorluyorum kendimi.
Galiba gazetecilikten kalma bir alışkanlıkla, kimsenin aklına gelmeyen sorular sorup unutulan ve üstü örtülen anıları deşeliyorum. Bir gün sizinle de yollarımız kesişirse, benim bir hikâye avcısı olduğumu aklınızda tutun ve bana bol bol soru sorun, olur mu?