Tetikçi ayağı da bulunan ve son derece gizli olmasına özen gösterilen bir teşkilat kurulur. Teşkilatın tek bir sloganı vardır: Baş gider gövde dağılır. Bu yapının varlığı bir süre sonra hissedilir ama kendisine ulaşılamaz. Çünkü çok sert yöntemleri olan teşkilatla uğraşmak için cesaretten de fazlası gerekmektedir. Bir gün Kuzey Irak’ta görev yapan bir Amerikan subayının elinde olması gereken bir zarf, tamamen tesadüf eseri teşkilatın eline geçer. Subay, bütün istihbarat güçlerini bu işe yönlendirir ve zarfın izini bulur ama iki sorun vardır: Çok iyi korunmuş, hakkında söylentiden öte hiçbir iz bulunmayan bir yapıyı çözmek zorundadır ve bunu da başka bir ülkenin sınırları içinde başararak, o zarfı ele geçirmelidir. Asıl ilginci de, teşkilatın bu zarfın önemi hakkında çok fazla bilgisinin olmamasıdır.
Yabancı bir subayın Türk sınırları içinde, hem de Şırnak gibi bir coğrafyada bu işi yapması imkânsızdır. Yerel kaynaklara yönelmek gerektiğini anlar ve bölgede bu operasyona para veya menfaat karşılığı destek verecek olan gruplardan bir ekip oluşturarak bilmediği bir coğrafyaya adım atar. Her bakımdan birbirilerinden tamamen aykırı tipler ilk başlarda sadece çıkar için birlikte hareket ederler ama zaman geçtikçe iç hesaplaşmalar menfaatlerin de önüne geçerek şartları daha da ağırlaştırır.
Asla boşuna değil bu kavga. Bu Kürdistan davası güdenler sadece gölge, onu bil istedim. Eşek, şarabı çekti mi dağa kurt aramaya çıkarmış Aslanım. Burada bir denge var ve sen o denge içinde haddini bildiğin sürece senin kılına halel gelmez. Ne zaman ki bunların ağa babalarının nasırına bastın karakolun da basılır, metropollerin de bombalanır. Ucuz malzemedir terörist; ne kendi canının ne de bir başkasının canının onun gözünde zerre kıymeti yoktur Hamzalo.