Edebiyat Dili, daha önce yayımladığımız Felsefeden Edebiyata’nın devamı olarak görülebilir. O da yer yer felsefeden başlayıp edebiyata, edebiyattan başlayıp felsefeye gidiyor; felsefe ve edebiyat arasında damarlar, kanallar, kesişim noktaları, ortak alanlar oluşturmaya çalışıyor. Bununla birlikte bakıldığında ihtiva ettiği kuramsal yaklaşıma karşın Edebiyat Dili’nde edebiyatın daha merkezî bir konumda bulunduğu, esere makaleden çok *deneme dili*nin hakim olduğu görülebilir.
Yirmi yılı aşkın bir süreden beri yapılan çalışmalardan oluşan Edebiyat Dili’nin en eski yazısı 1997 yılında yayımlanan *Sanatta Hakikat ve İçtenlik Sorunu* başlığını taşıyor. Kitap, bu süre içinde kendini tazeleyen bir dikkat ve ilginin ürünü olarak ortaya çıkıyor.