*Zihninde, kağıt üstünde, hiç görmediğin, içine hiç girmediğin bir ev inşa et; masandan kalkmadan evin içinde bir yolculuğa çık; anımsamak istediğin her şeyi, tüm imgeleri, isimleri, anıları evin farklı yerlerine yerleştir; yıllar sonra, tek tek sözcükler, cümleler, paragraflar halinde geri dönüp sana bu olanaksız yolculuğu anımsatsınlar, bellek olarak evi yeniden kursunlar diye. [...]
İçeriye girdiğimde karşı karşıya yerleştirilmiş iki duvar görüyorum. Yer aldıkları mekandaki işlevleri uyarınca birtakım işaretleri, imgeleri taşıma amacıyla yapılmış iki yüzey, yanyana getirilmiş, birbirlerine yaklaştırılmış, birbirlerine bağlanmış. Hareketsiz iki perde birbirine bakıyor. Bir şeyleri gizliyor, bir şeylerin görünmesini engelliyor gibiler. Duvarların üzerindeki çizgilerin ne oldukları anlaşılmıyor.*
- C. İ.