Yaradan’a Allah’ım, nasıl bir ruh, nasıl bir gönül vermişsen Ne yaptıysam başka türlü davranamıyorum Ben senin yarattığın, tanıdığım, tanımadığım, Hemen hemen tüm kullarını seviyorum Duyguları, yapıları, ruhları apayrı olan, Bu kullardan zaman zaman inciniyorum da, Yine de onlara darılıp küsemiyorum Ruhumun derinliklerinden gelen sese kulak verip Onlarla olan ilişkimi bir türlü kesemiyorum Bundan sonra değişeceğim desem de becermiyorum Sen nasıl var ettiysen bu tendeki ruhu öyle duruyor Başka bir yöne asla ve asla çeviremiyorum Gün oluyor kahrediyor çileden çıkıyorum Gün oluyor affediyor, yolumca gidiyorum Nasıl olsa bu dünya gelip geçici yarın ahiret var diyorum Ben seni ve senin kullarını çok ama çok seviyorum Hele bir kulun var ki çok seviyorum onu Özenle yarattığın bir kul o çok yüksek ruhu Hele de şöyle dünününce, Yaradan’dan dolayı Yaratılmış bir kulu, nasıl sevmez bu kul Taparcasına seviyor, hem yaratılanı, hem Yaradanını...