Düşümde ve Dışımda, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun dokuzuncu kitabı.
Tıpkı kentin karmaşası gibi, birbirinin içine geçmiş olaylarla, olgularla, durumlardan ve sözcüklerden üreyen yeni çağrışım ve sıçrayışlarla örülü Duru’nun öyküleri. Seçimlerden kokorece, küreselleşmeden dürüme, iletişimden özelleştirmelere, iklimden arkeolojiye, sokaklardan evlere, kısacası günlük yaşamın içinde olup da değinmediği konu yok neredeyse.
Orhan Duru’nun yaşadığımız çağa ilişkin bu düş gücü, ironi ve hiciv dolu metinlerini keyifle okuyacaksınız. “İstanbul olimpiyatlarını düşünüyorum gözlerim kapalı. Bir yerde start veriliyor. Göstericiler ile polis arasında yarışma ve çatışma başlıyor. Molotofkokteylleri atılırken Samaranch gelip sporcularımızı yanaklarından öpüyor. Koşularda yarışmacılar pistteki çukurlara düşüyor. Üç adım atlamada mehter takımı araya giriyor alkışlar arasında. Ardından İbo sahneye çıkarak tüm dünyaya barış ve lahmacun mesajı veriyor ve tüm bunları CNN canlı olarak yayınlıyor. Habitat’ta deneyimimizi artırdığımız için atletlerimizin enerji açığını kapatmaya uğraşıyoruz. Bu arada sular kesiliyor ve yarışı ter içinde bitirmiş atletler duş yapamadıklarından Cağaloğlu Hamamı’nı açıyoruz onlara, kese, sabun ve birer peştamal.”