Hayatın anlamı nedir? Mutlu ve özgür bir çocukluk, iyi bir eğitim, kariyer, güç ve iktidar mı? Yoksa aşkla kurulan bir ilişkide seçilen iyi bir eş, uyum içinde sürdürülen mutlu bir evlilik ve sağlıklı yetiştirilen çocuklar mı? Ya da nereden gelip nereye gittiğimizi çözüp sadece o doğrultuda yaşamak mı?Sahi nereden gelip nereye gidiyoruz? Doğudan batıya, batıdan doğuya veya kuzeye... Nereye gidersek gidelim, hayat hep bir arayış değil mi zaten? Ali Sarp da arayışlarının peşinde giden bir gençtir. Ankara’da başladığı eğitim hayatını 12 Mart Muhtırası’ndan sonra İsveç’te sürdüren Ali, yetiştiği doğu kültürünün etkisiyle batıya uyum konusunda uzun süre bocalar. İçine düştüğü kültürel çatışmanın ortasında, ülkesine dair ezberletilen tarihsel bilgilere, kadın erkek ilişkilerine; aşka, sevgiye, sadakat ve kıskançlığa varana değin, o güne kadar bildiği her şeyi gözden geçirmesi gerekmektedir. Eğitimini sürdürmesinin zorluklarının yanına batı toplumunun normal saydığı, ama doğuda anormal görülen olgularla da yüzleşmek zorundadır aynı zamanda. Tabii ırkçılıkla da. Bu çelişkili ve çatışmalı ortamda tutkulu bir aşk da filizlenir öte yandan. Arkadaşlıklar, dostluklar kurulur, anılar ve tanıklıklar da uç verir böylece. Tarihsel bir arka planda, tanıklıkların ve keskin bir gözlemin ışığında, usta işi bir kurguyla gözler önüne serilen bir çatışma. Doğuyla batı arasındaki uzlaşmaz karşıtlıklar, kültürlerarası çelişkiler, kadın erkek ilişkileri, uyum, kıskançlık, aşk ve mitoloji... Düş ile Gerçek Arasında, Zeus’un hüküm sürdüğü İda’nın doğusundan Odin’in hükümranlığına uzanan karanlık bir yol. Bir yanıyla mistik, ezoterik bir yanıyla alabildiğine gerçekçi bir roman; Yavuz Çekirge’nin kaleminden.
2. Hamur