Eski bir müzisyen, mazinin renkli günlerini tekrar yaşamak için geçmiş zaman yolcusu olur ve dününe ait ne varsa yanına alır; yalnızlık, eski bir gitar, uykusuz geceler ve düşler… Ve en önemli parçası yapbozun: Aşk…
Yürümeye çalışır, bir el durdurur onu: Sevginin eli…
Yeniden yola çıktığında “Gitme!” der biri: Sevginin sesi…
Elzem ve acı olan ise ikisinden birini seçmektir.
A: Sevgi
B: Aşk
C: Hiçbiri
“Hepsi” yoktur şıklarda
“Dünün Birinde”, toplumların yüzyıllardır tartıştığı “aşk” ve “sevgi” kavramlarını baş döndürücü bir kurgu ve akıcı bir anlatımla irdelerken, “Mutluluk için hangisine ihtiyaç var?” sorusunun yanıtını arıyor.
“Yuvarlanıyorum. Bilardo topu gibi yuvarlanıyorum. Sahibini bilmediğim bir isteka, beni bir duvardan başka bir duvara, bir toptan başka bir topa vuruyor.
Vurdukça ben acıyorum, toplar acıyor, duvar acıyor, topyekûn acıyoruz.
Acımın sesi sana geliyor mu?”