Ömer Seyfettin’e göre *sanat, millet içindir*. Bu bakımdan, hikâyelerinde daha çok siyasî ve sosyal konuları işlemiştir. Esas amacı, Türk milletini yükseltmektir. Edebiyatı tıpkı Namık Kemal gibi bu amacın tesirli bir aracı olarak görmüş, kuvvetli bir millî şuurun uyanmasında her türlü yükselişin ilk basamağı, dayanağı ve itici gücü saydığı için, konusunu uzak ve yakın tarihin acı ve tatlı olaylarından alan, Türklük şuurunu güçlendirici hikâyeler kaleme almıştır. Taklitçiliği, yabancı hayranlığını, kozmopolitliği, ahlaksızlığı, züppelik ve şarlatanlığı, yaşadığı devirde ve çevresinde müşahede ettiği kusurları şiddetle eleştirmiştir. Millî şuuru kökleştirmek için Türk milletinin üstünlüklerini vurgulayan Ömer Seyfettin, tarihî motifler içinde topluma kahramanlık örnekleri sunarken milleti geri bırakan batıl inanışlara, buhran hâlinin çeşitli yansımalarına değinmekten de geri kalmamıştır.