Her şey dumandan ibaret. Her şey ezelden ebede geçiyor. Bir tasvir başka bir tasvirin yerini tutmuyor. Halbuki hakikat her zaman kendini, sadece kendini korur. Her şeyde bir hız, herkeste bir acele! Hiç kimsenin hakikatte ne olduğu bilinmez. Herkes, her şey, arkasında iz bırakmadan silinip gider. Bu kısır döngü sürekli tekrarlanır.”
Turgenyev’in Babalar ve Oğullar’dan sonra en meşhur romanı olan Duman’da bir gençlik aşkının yasak aşka dönüşmesi anlatıyor. İren ile Lutvinof’un hikâyesinin anlatıldığı kitapta Rusya’nın batılılaşma süreci de eleştirel bir dille ve keskin bir gözlem gücüyle okurlara sunuluyor.