“Gregor Samsa bir sabah huzursuz rüyalarından uyandığında kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş buldu. Bir zırh sertliğindeki sırtının üstünde yatıyor ve başını biraz kaldırdığında kubbemsi, kahverengi ve yay biçimli katı şeritlerle bölünmüş karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan tümüyle kayıp düşmek üzereydi, düştü düşecek gibiydi. Gövdesinin geri kalan kısmıyla karşılaştırıldığında acınası derecede ince olan çok sayıda bacağı gözünün önünde çaresizlik içinde titreşiyordu.”
Şüphesiz, sadece yirminci yüzyılın değil, tüm edebiyat tarihinin en büyük yazarı Kafka’dır. Hangi ölçüye başvurursak vuralım bu böyledir!
İnsan aklının ve muhayyilesinin sınırlarını genişleten ve insan olmanın anlamını böylesine güçlü bir biçimde sorgulayan bir başka yazar yoktur. Başyapıtı “Dönüşüm”le selamlıyoruz Kafka’yı.
Eserlerinde yabancılaşma ve insan-merkezcilik, varoluş endişesi, suçluluk ve absürtlük temalarını sık sık işleyen Kafka’nın Babaya Mektup, Milena’ya Mektuplar ile Ottla’ya ve Ailesine Mektuplar kitapları yakında Nora Kitap’ta.