Ya bir gün gerçeği söylemek zorunda kalirsan? Henry, yakın çevresine ipe sapa gelmez bir sürü yalan söylemesiyle ünlüydü. Öyle ki artık onun sözüne kimse inanmaz olmuştu. Doğruyu söylediğinde bile. Bir gün sihirbazlık eşyaları satılan bir dükkanda çok ilginç bir şey gördü Henry. Bu, gözlerinden alev saçan bir kafatasıydı ve altında şöyle bir not vardı: Doğruyu Söyleyen ve Söyleten Kurukafa. Henry bir yalancı olabilirdi, ama asla bir hırsız değildi. O kurukafayı niçin alıp kaçmıştı peki? Kanser olduğu için saçı dökülen bir kıza, "Berbat görünüyorsun!" denir mi? Peki onu kırdığın için seni azarlamaya gelen diğer kıza, "Bana bağırma çünkü seni seviyorum" denir mi? Zavallı Henry, acaba insanlara gerçekleri söylerken kalp kırmamayı öğrenebilecek mi?