Kur’an’ın bizlere lütfettiği hususlardan biri de *tarihî olay*lardır.
Bu olaylar, insanoğlunun gelişme seyriyle paralellik gösterir. Kur’an belirli bir zümreye değil bütün insanlığa gönderilmiştir.
Tarih bilimi de bütün insanlığı ilgilendirir.
Meydana gelen olayların hiçbirisi tesadüfen, sebepsiz ve amaçsız değildir. Kur’an, bu sebeple insanlık tarihinden, ibret alınması gereken örnekler sunarken, aynı zamanda çözüm yollarını göstererek insanlığın bu amaçla, tarihi araştırmasını ister.
Kur’an’ın tarihe bakışı geçmiş ve gelecek açısından bir bütünün parçası olarak görülmelidir. Kur’an Allah kelamı olduğu için nasıl ki Allah zamana ve mekâna bağlı ve tabi değilse Kur’an’ın tarihe bakışı da zaman ve mekân kavramını aşarak bütün zamanları kuşatan bir hüviyet taşımaktadır.
Kur’an’ın neredeyse her sûresinde bir tarihî olay anlatılır.
Anlatılan tarihi olayların hemen hepsinde *inananlara öğüt*, *akledenler için delil*, *düşünenler için ibret* şeklinde vurgulamalar yapılır.
Bu tür ifadeler, tarihî olayların insanlar tarafından bilinmesi gerekliliğini vurgulayan ifadelerdir.
Kur’an’da zikredilen ve tarihe ait olaylar insanların ve toplumların hakikat arayışında ve insanın dünya üzerindeki yürüyüşünde geleceğini inşâ etmesinde önemli bir rehberdir.
Kur’an açısından tarih, sadece geçmiş olayların kronolojik bilgisini vermez.
Doğru Tarih Kur’an insanın manevi olarak olgunlaşmasını da sağlayan bir düstur verir.