Cabi Efendi, öyle her ihtiyar gibi, sabahtan akşama kadar evinde pineklemezdi. Vakıa yine ciddi bir işe elini sürmez: *Yiyeceğim var, içeceğim var! İş benim neme gerek?* derdi. Ama her sabah güneş doğmadan kendini sokağa atardı.
Yegâne merakı *dünyanın ahvalini* tetkikti! *Okuryazar* güruhundandı. Fakat bu faziletini hiç kullanmıyordu. Kütüphanelerin önünden geçerken kendini tutamaz: *İşte nâdanların akıl ambarı!* diye gülümserdi.
Mermer Tezgâh hikayesinden...