Dilleri, inançları, gelenekleri, aidiyetleri yok. Kimliklerin, pasaportların hiçbir anlamı yok.
Mülteci ırkı oldular. Uğruna savaştıkları her şey, “mülteci” olmalarını hızlandırdı.
Kimse bir diğerinden önemli değil. Zamana asılı kalıyorlar. Dünya’da göz yumdukları ne varsa, gözlerinin önünde. Korunaklı evlerde, güçlü ülkelerde konforla
yaşadıklarını sanırken, kapıları birer birer çalındı. Dünyanın tamamını çadırda yaşatmaya karar verenler; kültürel mirasları, tarihi eserleri, hazineleri, dünyada yeşeren tüm güzellikleri alarak; uzayda yeni bir yaşam alanı inşa edecekler.
Bu distopyayı yaşar mısınız?