Rasûlullah (sav) zamanında, günümüzde olduğu gibi özel olarak yetiştirilmiş ve meslek olarak bunu icra eden elçiler yoktur. Dolayısıyla böyle bir meslek grubu da yoktur. Hz. Peygamber duruma ve şartlara göre en uygun kişiye bu görevi vermiştir. Ayrıca henüz İslamiyet’in Hicaz bölgesi dışına yeni çıkıyor olması ve bugünkü anlamda bir idari yapılanmanın mevcut olmaması nedeniyle Hz. Peygamber’in gönderdiği bu görevliler, birden fazla görevi de yerine getirmekteydiler.
Hz. Peygamber’in sohbetine katılanlar anlamında bir terim olan sahabilerden mektupları götüren her bir görevli, aynı anda bir elçidir yani diplomattır. Bu sahabiler gelişi güzel seçilmemiş, her birisi bu göreve getirilirken farklı yönleriyle ön plana çıkmıştır. Zira onların gittikleri yerlerde İslam’ı anlatmaları ve kendilerine sorulan sorulara hakkıyla cevap vermeleri gerekmekteydi. Rasûlullah (sav), ashabın arasından elçileri; yumuşak huylu, ikna ve hitabet kabiliyeti yüksek, kuvvetli deliller getirme özelliğine sahip, belagat (sözü açıkça söyleyebilme) ve fesahat (sözü kusursuz söyleyebilme) sahibi, zeki ve mümkünse gönderilecek ülkenin dilini bilen kimselerden seçerdi. Ayrıca bu kişilerin çoğu fiziki özellikleri ve hitabet yetenekleri ile de ön plana çıkmaktaydılar. Yine gönderilecek bölgenin yöneticisini tanıyan, iyi ilişkiler kurmuş ve daha önce belirli bir hukukları oluşmuş sahabiler varsa onlar öncelikli olarak görevlendirilirdi. Elinizdeki bu kitapta Hz. Peygamber’in diplomatik görevler verdiği sahabilerden tespit edebilebilenler ve bu görevleri esnasındaki faaliyetlerini ele alındı.