Tükendi
Stok AlarmıDini epistemoloji, teistik inançların rasyonel zeminde gerekçelendirilme yollarını arayan, çağdaş epistemolojinin bir alt dalıdır. Musa Yanık, bu kitapta günümüzdeki en güçlü yaklaşım olan reform epistemolojisinden güvenilircilik bakış açısıyla yani “daha yüksek bir olasılıkla doğru olması yönünden” İslam inancının rasyonelliğini ortaya koymakta ve uygulamalı dini epistemolojinin sağlam ve cesur bir örneğini sergilemektedir.
Prof. Dr. Hasan Yücel Başdemir
Epistemoloji topyekûn insan zihnini biçimlendirme ve inanç da dahil olmak üzere bilişsel faaliyetleri yönlendirme potansiyeline sahip bir alandır. Zira Allah’ın varlığı, birliği, nübüvvet ve ahiretle ilişkili meseleler “nasıl bilebilirim, neleri bilebilirim, bildiğim şeyin kesinliğinden nasıl emin olabilirim?” gibi epistemik sorulardan bağımsız olamaz. Bu nedenle konu İslam düşüncesinde felsefecilerin olduğu kadar kelâmcıların da ilgisini çekmiştir.Bu bağlamda Musa Yanık tarafından modern teoriler de dikkate alınarak yazılan bu kitabın dini epistemoloji konusunda bir farkındalık oluşturmasını umuyorum.
Doç. Dr. Mehmet Bulgen
Analitik felsefe ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlanmış olmasına rağmen özellikle İslam entelektüel tarihindeki kelâm geleneği ile etkileşime geçme potansiyeli oldukça yüksek bir gelenektir. Musa Yanık, bu çalışmasıyla günümüzün en önemli analitik din felsefecilerinden AlvinPlantinga’nın dini epistemolojisini tanıtmakta ve kelâmla irtibatını eleştirel bir zeminde kurmaya çalışmaktadır. Çalışmanın güncel tartışmaları takip etmesi kadar bu tartışmalara farklı geleneklerden bakabilme becerisi felsefenin çok-yönlü bir çerçevede nasıl yapılabileceğine dair güzel bir örnek oluşturuyor. Musa Yanık’ın bu eseri, her şeyin birbiriyle etkileşime geçmeye başladığı global dünyada felsefe yapmanın olanaklarına dair yenilikçi bir yaklaşım ortaya koyuyor.
Doç. Dr. Nazif Muhtaroğlu
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, dini epistemoloji ve erdem epistemolojisi kesişiminde yer almakla birlikte, inanç ve imanın epistemik statüsünü incelemek ve bunu yaparken ise İslam inancını merkeze almaktadır. Bu haliyle Türkçe literatür açısından önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Okuyucunun bu kitap aracılığıyla karşılaşacağı bazı sorular şunlardır: İnanç ve bilgi nedir? Kanıt olmadan inanmak ahlaken yanlış mıdır? İnançlarımızı rasyonel olarak gerekçelendirmenin yolları nelerdir? İslam inancı reform ve erdem epistemolojisi açısından güvenilir bir temele sahip midir? Fakat belki de en büyük kadim soru şudur: Tanrı’nın varlığını bilmek mümkün müdür?
Taner Beyter (Öncül Analitik Felsefe Dergisi)