Tükendi
Stok Alarmı...bu olguya dair, bilginin bağlamı ve iktidar oyunlarının zemininde meydana gelen kırılmaların ve kaymaların şekillendirmesinden; gözü, dili ve aklı, aynı anda farklı ilkelerle yeniden örgütleyen ve ruhları aynı ilişki ağlarında tedip eden ve onun tutkularını daha öncekinden başka noktalara yönlendiren kurallardaki bir dönüşümün niteliğinden bahseden başka bir hikâyenin yazılması da mümkündür. Ve bu, aynı zamanda kaçınılmaz olarak dindar öznenin izleğini de içermektedir. Ne var ki bu anlatının bazı yönlerden oldukça muhafazakâr, başka bazı açılardan da hoş görülemeyecek derecede radikal olduğunu daha şimdiden dile getirmek gerekmektedir. Tam iki yüzyıldır alınan bütün tedbirlerin, ödenen bütün bedellerin ve harcanan bütün ömür ve emeklerin bağlı olduğu gölge oyunundan gözlerimizi çevirip bakışımızı satır aralarına sinmiş ruha, kelimelerle şeyleri birbirine bağlayan yönergelere ve bu yönergeleri ayakta tutan kaidelere odakladığımızda, alışkanlıkların aldatıcılığının ötesinde, söz konusu gölge oyunlarının daimiliğinin arkasındaki dinamizmin farkına varmak mümkün olacaktır. Bu hikâye, sınırlı ile sınırsızın belirsiz sınırından, öznenin kurulumundaki olumsallıktan hareket etmektedir.