Zaman, ömrü kemiren tahtakurusu…
Tanıyorum bir yerlerden
Çivi yarası gibi derin ömrüme perçinlediğin günler
Sararken içime saplanan acılarını,
Oynatıp duruyor, ya da söküp alıyordun içimden
Senden kalan son parçayı
Kerpeteni tutan el, elin değil, senin elin.
Biri dediler: “Seviyor muymuş neymiş!”
Adımı bilen yok! Ama…
Benimle yazıldı senin masalın,
Oh ya! Düşürdüm ya adını dillere…
Dillerdesin Çitlembik…
Ben sana asıldım asılalı