Havada, her yaz olduğu gibi kavurucu bir sıcak vardı. Genç adam nefes nefese koşarken alnındaki ter damlacıkları artık gözlerinin içine kaçmaya başlamıştı. Aklında sadece tek bir şey vardı, o da peşindeki adamları atlatıp hayatına devam edebilmek.
Bu gaye uğruna koşarken gördüğü ilk dükkândan içeri girdi ve hemen gözüne kestirdiği bir masanın altına saklandı.
Bunu gören genç kız işe şaşkınlıkla ona bakıyor, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Genç adam sessizce sus işareti yaptı ve “Düğünden kaçan bir damadı misafir etmeye ne dersin?” dedi.