“Ne güneş hep kalabiliyor baktığı yerde, ne de ay.
Ne yıldızlar kalıyor sonsuza kadar gökyüzünde asılı,
ne de vakti dolunca yeryüzünde insan.”
Sağ eli kalbinin üstünde nefes alıp vermeye çalıştığında otobüsten onun ardından inmiş olan kadın “İyi misin oğlum, neyin var?” dedi.
“Kalbim, sanki kalbimi tekmeliyor.”
Kadın, “Kalp krizi mi? Ambulans çağıralım…” dediğinde Muzaffer, “Kalp krizi değil teyzem, Asya’nın davranışlarıyla tekmelediği kalbim acı çekiyor, çok acı çekiyor. Kalbim, kalbime tekme üstüne tekme atıyor.” diyerek kadına sırtını dönüp uzaklaştı.
Trafik yoğunluğunun bittiği yerde sağ eli kalbinde taksi tuttu. Taksici, “Abi Hastaneye mi?” dedi.
Muzaffer, “Evet hastaneye ama kendim için değil, geleceğim için.”
Ödemeyi yapıp araçtan indi. Hastanenin kapısından girip Asya’nın bulunduğu kata çıktı. Koridorun bir ucundan girdiğinde, sağ eli kalbinde olduğu yerde durdu. Yüz ameliyatı sonrası fizik tedavi uygulayan doktorun el parmakları Asya’nın saç uçlarını yuvarlıyordu.