İnsanlık tarihi Kapitalist üretim süreçlerinin tarım - sanayi – hizmet – finans - ICT sektörleri arasındaki ekonomik ve toplumsal geçişlerine, Fordizm’den yalın üretime, yalın üretimden inovasyon ve dijital teknoloji tabanlı üretim modellerine, klasik liberal politikalardan Keynesyen makro-ekonomik politikalara ve sonrasında neo-liberal politikaların yükselişine tanıklık etmiştir.
Hiç kuşkusuz ki, kapitalizmin en önemli özelliği sık sık yaşadığı krizler ve bu krizlerden yine üretim faktörlerini yeniden örgütleyerek ve kendi dinamiklerini harekete geçirerek, çıkmasıdır. Bu bağlamda, ulus-devlet, küreselleşme, milliyetçi-ekonomi gibi ekonomik ve sosyal çıktılara yönelik bilimsel ve politik çözüm mecraları üzerinde mesafe almaya çalışan kapitalizm; bu sefer insanlık tarihinin ortaya koyduğu en yüksek yaratıcılık ve yetenek düzeylerinin neden olduğu baş döndürücü dijital bir dönüşüme şahit olmaktadır.
‘Dijital Kapitalizm’ dijital ekonomiyi, dijital teknoloji dönüşümünü, inovasyon ve teknoloji tabanlı yeni sermaye birikim modelini, inovasyon ve dijital teknoloji tabanlı büyüme ve kalkınmayı, sosyal inovasyonu, sosyal girişimciliği, dijital iş ve emek gibi tüm yenilikçi kavramları içermekle birlikte, küresel iş gücü piyasaları açısından, esas itibariyle, pazar ekonomisinden inovasyon tabanlı dijital ekonomiye ve konvansiyonel sosyal politikadan sosyal inovasyona geçişi temsil etmektedir.