O toplantıdan sonra onun adı nahiye halkı arasında *Devlet Ağa* olarak kaldı. Bir müddet sonra ahali onun gerçek adını hiç telaffuz etmez oldu. Hatta zamanla unutuldu gerçek ismi. Herkes ondan Devlet Ağa diye bahsetmeye başladı nahiyede. Devlet Ağa geliyor, Devlet Ağa gidiyor, Devlet Ağa aşağı, Devlet Ağa yukarı. Devlet Ağa şöyle dedi. Devlet Ağa böyle dedi. Devlet Ağanın konağı…
Gerçekten devlet gibi adamdı; devleti temsil ediyordu çünkü bu nahiyede. Üstelik Reisicumhur İsmet Paşa’nın yakın arkadaşıydı kendi söylediğine göre. O göndermişti onu özellikle bu nahiyeye. Bu nedenle arkasında sırtını dayadığı İsmet Paşa gibi bir dayanağı vardı, bütün gücünü ondan alıyordu.
Onun adı kısa sürede bir efsaneye dönüştü bu nahiyede ve nahiyeye bağlı köylerde. On sekiz tane köyü kapsayan kendince bir derebeylik yönetimi kurmuştu kısa sürede. Devlet Ağa Kemal Uyanık, özel kalem müdürü Vasfi, karakol komutanı Mümtaz Çavuş, bu üçlü komite yönetiyordu bu derebeyliğini.