Kitap boyunca bir genç ile ihtiyarın konuşmalarına, hayatı sorgulamalarına konuk oluyoruz. Otuz gün boyunca bu az konuşup çok susarak sorulara cevap ve sorunlara çözüm arıyorlar. İhtiyar ve genç arasında geçen diyaloglar kıssadan hisse niteliğinde. Yerinde tespitler içeren diyaloglar...
Harun Karaburç – Yeni Şafak Kitap
Genç için “otuz gün” süre veriyor ihtiyar. Kafasında dönüp duran sorulara cevap bulması için otuz gün. Kafa karıştıran sorular, dünyayı kurcalayan bilinmezler tarzındaki sorular hem okuyucunun ilgisini sürekli açık tutuyor, hem de kafalardaki soru işaretlerine cevaplar buluyor. “Sahici dost kimdir?” gibi klâsik bir soruya ihtiyarın verdiği “Tüccar olmayandır.” cevabı bir anda olayı gizemli bir mecraya çekebiliyor. Olaylara yaklaşım ve bakış açısı derinleştikçe, keyifli bir okumanın da içine girmek mümkün oluyor. Mustafa Uçurum – Dünyabizim
Tatlı suyun başı gibi kalabalık olan, doğru ve akıllı kimselerden biridir bilge ihtiyar. Gençse bunun farkında olanlardan, bunun bir nimet olduğunu bilenlerden. Dağınık konuşan sufilerin aksine bilge ihtiyar, gencin aklına takılan sorulara, onun anlayacağı dilde sabırla cevap verir. Otuz günlük soru-cevap maratonu hayli verimli geçer genç için. Meral Afacan Bayrak – Berceste Dergisi
Otuz gün birlikte zaman geçiren yaşlı derviş ile genç arasında geçen konuşmalar, Hızır ile Hz. Musa arasındaki diyalogları anımsatacak şekilde kurgulanmış. Hızır ile Hz. Musa yolculuğunda iki bilgi çeşidi ortaya çıkar. Birincisi, akılla elde edilen ve ilim dediğimiz bilgi türüdür -ki bu bilgiyi Hz. Musa temsil eder. İkinci bilgi türü ise irfandır ve ancak akleden kalp ile elde edilir. Bu bilgi türünü de Hz. Hızır temsil eder. Dervişhane’de aklı ve ilmi genç temsil ederken, kalp bilgisini yani irfanı da derviş temsil eder. Kitap, modern bir derviş öyküsü olmasına rağmen günümüzün problemleri, geleneğin hikmet yüklü bakışıyla işlenmiş. Mehmet Özger – Milli Gazete