Derin Tarih Dergisi 30. Özel Sayı - Bozkırda Esen Kasırga Timurlular

179,10 TL
Yayınevi Liste Fiyatı:
199,00 TL
Stok Adedi: 10

Tükendi

Stok Alarmı

TİMURLU MİRASINA OBJEKTİF BAKIŞ
Yolunuz Semerkand’a düştüğünde, bu kadim şehrin tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyor olsanız bile, gördükleriniz size buranın vaktiyle bir imparatorluğa başkentlik yapmış olduğunu kesinlikle düşündürecektir. Konumu, havası, atmosferi, eserlerinin heybeti, insan kalitesi ve daha birçok unsurla, Semerkand önce sizi yakanızdan tutup karşısına dikecek, sonra lisan-ı hâliyle kendisini anlatmaya başlayacaktır.
Şehrin tarihini okuduğunuzda ise, Semerkand’ın sadece Timur’un efsanevî başkenti olmadığını, tarih boyunca dünyanın çok farklı yerlerinden nice komutanı ve orduyu ayağına çağırdığını fark edeceksiniz. Makedonyalı Büyük İskender’i buraya kadar sevk eden şey başka ne idi? 
Fakat şu da kesindir: Emîr Timur’un kudretli idaresi altında, Semerkand ve imparatorluğun diğer şehirleri uluslararası birer merkeze dönüşmüş, böylece İç Asya’da bugün bile izlerini sürdüğümüz muhteşem bir medeniyet vücuda gelmiştir. Âdeta başkent olsun diye yaratılan Semerkand, böylece yazgısının en ihtişamlı zirvelerine Timurlular döneminde tırmanmıştır.
Ankara Savaşı’nın bıraktığı tarihî tortu ve pürüzler sebebiyle, Türkiye’de Timurlu İmparatorluğu’nu ve bizatihi Emîr Timur’un kendisini sağlıklı biçimde konuşabilmek oldukça    güç. Konu ne zaman açılsa, gündemi birden bire polemikler, ithamlar ve suçlamalar kaplıyor. Kimin haklı olduğu yönündeki spekülasyonlar, dönemin gerçeklerini aşarak güncel kavgalara dönüşebiliyor. Bu, Osmanlı bakiyesi bir ülke için anlaşılabilir bir durum. Ancak bugün bütün dünyanın giderek daha fazla ilgi gösterdiği, yabancı literatürde kaynakların sürekli arttığı ve gözlerin tekrar tekrar döndüğü bir coğrafyaya, bizim hâlâ ezberler eşliğinde bakıyor olmamız da kendi adımıza bir nâkısa sayılmalıdır.
Buradan hareketle, Derin Tarih olarak, 30. özel sayımızı bu zor meseleye ayırdık ve Timurlu İmparatorluğu’nu her yönden ele alan kapsamlı bir dosya hazırlamaya karar verdik. Ellerimize birer fırça alıp hayal ürünü tablolar çizmek yerine, karşımızdaki manzaranın fotoğrafını çekmeye ve görüneni de olduğu gibi aktarmaya odaklandık. Ortaya çıkan netice, yazı işleri kadrosu olarak bizim içimize sindi doğrusu. Siz kıymetli okurlarımızın da aynı kanaate varacağını düşünüyoruz.
Timurlu İmparatorluğu özel sayımızın hazırlığı sırasında Prof. Dr. Mustafa Alican Hocamızın engin tecrübe ve yönlendirmelerinden istifade ettik. Kendisine rehberliği için müteşekkiriz.
Yeni özel sayılarımızda buluşmak üzere…
NELER VAR?
Emîr Timur’un hayatındaki önemli dönemeçleri, Timurlu rönesansını, kendisinden sonra devletinin nasıl yıkıma sürüklendiğini ve Timurlulara dair merak edilen birçok soruyu, konunun uzman isimlerinden olan Muş Alparslan Ünversitesi Rektörü  Prof. Dr. Mustafa Alican’a sorduk.
Acâibü’l-Makdûr adlı Arapça eseriyle literatürde “Timurlu tarihçisi” olarak şöhret bulan İbn Arabşah’ın çizdiği Timur profilini Prof. Dr. Bilal Gök değerlendirdi. 
Timur’un sarayına misafir olan iki Batılı elçi, Ruy Gonzales de Clavijo ve Sultaniyeli Johannes’in   eserlerindeki dikkat çekici bilgileri Doç. Dr. Murat Serdar’ın satırlarından öğrendik.
Emîr Timur’un farklı çehrelerini, Türk edebiyatında kaleme alınan eserler üzerinden Doç. Dr. Galip Çağ inceledi. 
Timur, gerçekten dini bütün bir adam mıydı, yoksa ülkemizin en büyük Timurlu tarihçisi Prof. Dr. İsmail Aka’nın da dediği gibi, “dini siyasî amaçlara ulaşmak için sadece bir araç olarak mı” kullanıyordu? Timur’un hükümdar ve insan doğasını yansıtan bu ikircikli yapısına Prof. Dr. Mustafa Alican ile yakından baktık.
Tatar ve Başkurt tarihinden önemli bilgiler sunan  İdigey Destanı’ndaki Timur imajını Doç. Dr. Alper’in kaleminden okuduk.
Kendisinden geriye birçok bina, cami, hankâh, ribat, köprü gibi sayısız eser bırakan Timur’un  şehirlerinden iki önemli başkent olan Semerkand ve Herat’ı inci misali parlatan unsurları Prof. Dr. Altan Çetin yazdı.
1370’de Timur tarafından başkent yapılarak birbirinden ihtişamlı eserlerle donatılan Semerkand’ın geçmişten günümüze uzanan şanlı mazisini genel yayın yönetmenimiz Taha Kılınç kaleme aldı.
Hindistan’dan Moskova’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Avrasya’yı sarsan Timurluların siyasî tarihine Doç. Dr. Ensar Macit ışık tuttu. 
İmparatorluğunun temellerini; bozkır geleneğini, Cengiz yasalarını ve İslâm kültürünü bünyesinde birleştirerek atan Emîr Timur’un, büyük bir güce dönüşmesini sağlayan devlet teşkilâtına dair detayları Dr. İbrahim Güneş’ten öğrendik.
 Timur’u “Emîr Timur” yapan ve onu zaferden zafere taşıyan ordusunun temel unsurlarına Dr. Arslan Durdu değindi.
Timurluların din ve devlet ilişkisine dair politikalarını Prof. Dr. Şamil Yüksel satırlarına taşıdı.
Emîr Timur’un din anlayışını, Cengiz Yasası ve İslâm kültürü arasında Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak değerlendirdi.
Timur’un Hindistan’daki yıkıcı zaferinin izlerini Doç. Dr. Bilal Koç sürdü.
Timurluların Semerkand ve Herat’taki bilim ve kültür mirasını ortaya koyan medreseler, kütüphaneler, rasathaneler ve dârü’ş-şifâlara kadar uzanan köklü kurumları Dr. Şaban Argun inceledi.
Emîr Timur ve sonrasında tahta geçen, özellikle Uluğ Bey ve Hüseyin Baykara gibi âlimlerle şahlanan ilmî hayata dair merak edilenleri Doç. Dr. Özkan Dayı kaleme aldı.
Devlet adamlığından ziyade tarihte entelektüel faaliyetleriyle de iz bırakmış müstesna bir şahsiyet olan Uluğ Bey’in hayatının ilgi çekici detaylarını Doç. Dr. Öner Tolan’dan öğrendik.
Semerkand’dan İstanbul’a uzanan bir ilim köprüsü olan Ali Kuşçu’nun merak uyandıran hayatını Prof. Dr. Ünal Taşkın yazdı.
Emîr Timur’un “Beş Yıllık Sefer” ile rakiplerini nasıl altüst ettiğine Doç. Dr. Kâzım Uzun’un kaleminden şahit olduk.
Timurlular zaferlerine bir yenisini eklerken, Osmanlılar için büyük olumsuzlukların doğmasına neden olan Ankara Meydan Muharebesi’e dair merak edilenleri Prof. Dr. Fahameddin Başar satırına taşıdı.
Ankara Savaşı’nın Çubuk Ovası’nda mı, yoksa Gölbaşı veya Haymana ilçesinde yer alan Culuk Mahallesi civarında mı gerçekleştiği sorunun cevabını bulmak için 2022 yılında başlatılan ve hâlâ devam etmekte olan yüzey araştırmasında elde edilen bulguların ve gelinen aşamanın detaylarını  Prof. Dr. Bahattin Çelik’ten öğrendik.    
Osmanlı’ya meydan okuyarak Türk-İslâm dünyasında güç dengesini yeniden şekillendiren Timur’un İzmir Seferi’nin sebeplerini ve neticelerini Prof. Dr. İsmail Aka inceledi.
Timurluların önlenemez yükselişinin bir sonucu olarak  Memlûklerle yaşanan mücadeleleri Dr. Songül Dumlupınar Alican yazdı.
Büyüleyici mimarî yapılardan zarif minyatürlere, türbelerden kitap sanatlarına, hat ve resimden ahşap ve taş oymacılığına Timurlu sanatının zengin dünyasından bugüne yansıyanlara Prof. Dr. Engin Beksaç ile yakından baktık.
Batı’da Timur hakkında kaleme alınmış önemli metinlerden biri olan Christopher Marlowe’un dilimize de tercüme edilen Tamburlaine the Great (Büyük Timurlenk) isimli tiyatro oyununda yansıtılan Timur profilini  Doç. Dr. Hidayet Kara değerlendirdi.
Bir külliye olarak 1399’da inşa edilmeye başlanan fakat daha sonra türbeye çevrilerek hanedanın önemli üyelerinin defnedildiği bir mekân haline gelen Timurlu Devleti’nin en önemli mimarî eserlerinden olan Gûr-ı Emîr’in, İç mekânındaki kalem işleri, çini panolar ve altın yaldızlı yazılarıyla kendine hayran bırakan güzelliğine Şule Nurengin Beksaç’ın kaleminden şahit olduk.
Timurlu İmparatorluğu’nun sanatsal mirasını yansıtan önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapan Harvard Sanat Müzeleri’ndeki  el yazmaları, tezhipli hat eserleri ve minyatürlerden oluşan eserlere dair bilinmeyenleri Doç. Dr. M. Fatih Çalışır’dan öğrendik. 
Timur’u bilgi ve haber alma konusunda rakipsiz kılarak savaşlarda üstünlük elde etmesini sağlayan istihbarat ağına Prof. Dr. Kazım Paydaş ışık tuttu.
Timur’un Akkoyunlu ve Karakoyunlulara yönelik siyasetini Prof. Dr. Sadullah Gülten değerlendirdi.
Batı tahayyülünde bir efsane hâline gelerek tiyatrolara, operalara ve edebî eserlere konu olan Timur’un  Batı sanatında bıraktığı silinmez izleri Dr. Murat Çaylı sürdü.
Timur’un 1401 yılında Şam’ı fethetmesinden sonra şehirde bulunan İbn Haldûn ile yaptığı görüşmelerde konuşulanları bize Prof. Dr. Musa Şamil Yüksel aktardı.  
Timurlu Devleti’nin iktisadî yapısını; üretici unsurlar, ticaret hayatı, maliye teşkilâtı ve para politikası başlıkları etrafında Dr. Fatih Bostancı inceledi.
Bir tarafı galip, diğer tarafı mağlûp etmenin dışında Rus knezliklerinin kuzeyde yeni bir güç olarak tarih sahnesine çıkmasına da zemin hazırlayan Timur’un Altun Orda Hükümdarı Toktamış’a düzenlediği seferin detaylarını Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan kaleme aldı.
Geleneklerini öz değerleri ile yoğurup harmanlayarak verdikleri eserlerle büyük bir miras inşa eden Timurlu tarihçilerini Prof. Dr. Muhammed Bilal Çelik yazdı.  
Osmanlı tarih yazımındaki Timur tasavvurunu Prof. Dr. Ahmet Yüksel ve Doç. Dr. Ömer Aktaş gündeme taşıdı.
Rus ve Sovyet tarih yazıcılığında ideolojik, kültürel ve politik bağlamlarla şekillenerek zaman içerisinde sürekli değişen Timur’un farklı dönemlerdeki farklı yorumlanmalarını Doç. Dr. T. Orkun Develi ve Dr. Ali Erhan Ertan değerlendirdi.
Atatürk Timur’a neden hayrandı? Sorusunun cevabını Doç. Dr. Mehmet Özalper’den aldık.
Timur’un ölümünden sonra tahta geçen dördüncü oğlu Mirza Şâhruh’un hem babasının vasiyeti hem de taht kavgalarının gölgesinde gerçekleşen zorlu yükseliş mücadelesine Prof. Dr. İsmail Aka’nın satırlarından şahit olduk.
Timurluların ardından yaşanan, Doğu İslâm dünyasındaki jeo-politik parçalanmaya Doç. Dr. Abdülkadir Özcan değindi.
1941 yılında Sovyetler’in Timur’un kabrini açarak yaptığı keşif kazılarını ve sonrasında yaşan olaylardan dolayı “Timur’un laneti” efsanesinin doğuşunu Doç. Dr. Maftuna Ruzikulova kaleme aldı.
 Tarih Okuyan Şaşırmaz

Yayınevi : Derin Tarih Dergisi
Barkod : 4444444443420
Boyut : 22x30
Sayfa Sayısı : 280
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Yılı : 2025
Cep Boy : Hayır
2. Hamur

Yorumlar

Sonuç bulunamadı.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.