Birbirlerinden apayrı toplumsal öğretilerle şekillendirilmiş bir grup insanı en olumsuz şartlarda, yerin metrelerce altında, en derinde bir araya getiriyor yazar.
Bu öyle bir derin ki; kendi bilinçlerinin ve bilinçaltlarının bile en derinine indiriyor roman kahramanlarını. Bireysel algı düzeylerince yaşam sorgulamaları yaptırıyor her birine.
İnsana dair birbirleriyle çatışan duygular ve yaşam ölüm algılamaları kıskacında kadere kırk beş diyenlerin ya da diyemeyenlerin kendi kara mizahlarını yaratabilme becerisine tanıklık ettiriyor.
Derin, yazarının iç seslere başarıyla inebilme beceresi, akıcı dili, giderek yükselen ve finalde zirveye ulaşan ritmi ile dikkatleri üzerinde topluyor.
Derine inmeye cesareti olmayanlar, kendi renksiz yaşamlarında boğulmaktan kurtulamazlar.
Derin`e inmeye var mısınız?