Türk kökenli halklar, tabiatı iyi tanımalarından ve yaylak kışlak düzenli olduklarından dolayı, modern tıp kadar, hatta bazı hâllerde ondan daha çok, halk hekimliğine başvurmaktadırlar. İki yüz milyonu aşkın Türk dünyasında, bilgelik ile biçimlenen halk hekimliğinin yaşayan uygulamaları, nadiren kitaba dönüştürülmüş, eski yazma eserlerin pek azı günümüze ulaşmıştır.
Dr. Anarhan Nadirova, insan beynindeki basıncın, beklentilerimizin, planlarımızın gecikmesi veya olmaması oranında bize zarar verip sık sık dengemizi bozduğunu söyler. Ona göre: İnsan beyni, hırsları ve hasetleri oranında, sahibini mutsuzlaştırıyor, çaresizlikler oranında görevini aksatabiliyor. Eşlerimiz, çocuklarımız ve işlerimiz bizim yüreğimizde ve kafatasımızın içinde basınç farklarına, tansiyon oynamalarına sebep oluyor.
Dr. Anarhan Nadirova edindiği bilgileri önce Moskova’da Rusça olarak, çalıştığı çevreye taşımış ve büyük ilgi görmüş. 1988 yılı sonunda Kırgızistan’a gelip kısa bir süre çalışmış ise de 1990’da kesin olarak ülkesine yerleşmiştir. Öğrendiği bilgilere Kırgız halk tıbbına ait bilgi ve uygulamaları da ekleyip özel bir ün ve başarı merkezine dönüşmüştür. Onun sağlık için asıl önemli saydığı ve benzer çalışanlardan farklılık gösterdiği yanı, *bağışıklık* sisteminin ve salgı bezlerinin dengeli çalışmasına yönelik dikkati ve uygulamalarıdır. Batı tıbbı ile Asya tıbbının yakınlaştırması açısından da farmakolojik dikkatleri bakımından da Dr. Anarhan Nadirova bu alanın gerçek bir duayenidir.
Sadık K. Tural