Geçmişle yüzleşmeye cesaretimiz var mı?
Bir kayıp, bir sır, onlarca anıyla sınanmış bir acı…
Deniz Keskin, sevdiği adamla aşk evliliği yapmış, tam da mutluluğunun şahane bir haberle taçlanacağı gün evinde ölümle burun buruna gelmiştir. İyilik ile kötülük, yaşam ile ölüm arasında tüm dengeler bozulmuşken kurduğu düzenin parçalanmak üzere olduğu gerçeği ile geçmişindeki şeytanların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Deniz, Alaçatı’daki küçük ve güvenli hayatından ayrılırken belirsiz karanlığa rağmen içindeki ışığı canlı tutabilecek midir? Yoksa daima tertemiz kalmayı başarabilen denizin bulanıklığına alışmak zorunda mıdır?
Son romanı Deniz’in Sesi ile Melekber Deniz, hikâye anlatıcılığında yeni bir dönüm noktasına taşıyor okurunu. Bu romanın kalbinde ayrı olduğumuzda bile bizi birleştiren derin insani bağlar var; aşk için cesaretle sonuna kadar giden bir kadının kırılganlığı, çok arzulanan birinin kaybından kaynaklanan boşluk, yeni bir aşk vaadi ve her şeye rağmen yeniden sevebilme mucizesi…