arzuların izini algımın prizmalarında harcıyorum.
evreni durdurup iştahla yalamamı söylerdi yaşlı frekans
hayretlerin esiri onu dinliyorum gizlenerek.
izlediğim en lezzetli çarmıh gözlerimden fışkıran
kutsal çivilerle geriliyor
eksiltilmiş bedenime doğru.
zevk dolu çığlıkların akış yolunu seyrediyorum
idealara dalgalarla imha süsü vermek ne mümkün
yine de farmakolojik bir silah benekli taş çokgenin derileri
duyularımın ihtiyacını gidermekten ilerisi değil.
aradığının kaç düzlemli olduğunu bilme isteği kırılgan genlerin
yutmaktan başka çare yok paradigmaların ekşi özlemini.
sonsuza kulağından fısıldayan parabolün sistematik lanetiyle
hala aynı frekansa saldırıyorum.