“Selçuk İncesu, öykünün büyük ustası Çekhov’la özdeşleştirilebilir. İncesu’da diplomat kimliğinin yanında ayrıca Memduh Şevket Esendal benzeri bir yazar kumaşı vardır. Kısaca, hiç sıkmadan kolay, hızlı ve gülümseterek okutmayı beceren bir yazar kimliği... Doğuştan gelen mizah yeteneği ince bir tül gerisinde hemen her satırına sinmektedir. Amacı güldürmek değil ama anlatısı öyle özgün ayrıntılarla bezelidir ki insan keyifle tekrarlayarak okur.
İncesu, öykülerinde “insan” üzerine yoğunlaşıyor. Küçük esnaf işçi ya da ağa/paşa, elçi/vali onun gözünde hiç fark etmez, hepsi güncel yaşamın eş ağırlıklı birer parçasıdır; insan oldukları için ilgimize lâyıktır tıpkı Çekhov’un öykülerinde olduğu gibi.
Kısacık öykülerde Pomak Mehmet Ağa’nın eşi dili Arapçaya çalan Firuze Hanım, Benli Belkıs’ın çok gizemli casus nişanlısı, Dobrucalı üstün becerili Rıdvan, Erenköy’de bahçesini delik deşik eden Priştineli madenci Hayrullah ve İstanbul’un kadim semti Etyemez’de sela verir gibi minareden mahalleye aşkını duyuran okuldaşı Tamer gibi çok sayıda ilginç, şaşırtıcı figürün geçit resmine tanık olacaksınız.”
Emekli Büyükelçi Ömer Ersun