“Birbirlerine merhamet, şefkat ve sevgi konusunda müminleri bir beden gibi görürsün. Vücudun bir or-ganı rahatsız olursa, diğer organlar uyumadan ve hararetle birbirlerini ona (yardıma) çağırırlar.” (Müslim, Birr:66 Buhari, Edeb:27) Belki içimizde taşıdığımız putlar, bizim bir beden olmamıza bir türlü izin vermedi. Irkçılık putu, üs-tünlük gösterme putu, kibir putu, kardeşine kin besleme putu, mal mülk düşkünlüğü putu, servet bi-riktirme putu, kadın olsun erkek olsun karşı cinse aşırı düşkünlük putu… Bu putlar belki daha bir sürü sıralanabilir. İçimizdeki bu putlar, bizi bizden uzaklaştırdı. Ancak mü’min, bu putların tamamını ayak-larının altına alıp, bu putları teker teker kırandır. Zaten İslam böyle başlamamış mıydı? Putları kırmakla… Evet, putları kırmak ne güzel bir eylemdir ve Hind, put kıranlar için ne güzel bir örnektir. Önceki hayatında putperesttir, put aşığıdır, put olmadan dayanamaz. Ancak Müslüman olduktan sonra doğruca evine gider. Evde doğduğu günden Müslüman olduğu güne kadar karşısında gördüğü ve saygı duyduğu, taptığı putun karşısına dikilir; eline aldığı sert bir cisimle putun başına bir darbe indirir. Şu sözleri söylemekten de kendisini alıkoyamaz: —Biz seninle beraberken ne kadar da aldanmışız!