Geceleyin, yanına sevgili yerine kağıt ve kalem alarak uymak kimin işidir ki ,kimin aklına gelir imkanı varsa? Denedim; gelmeyeceğini bile bike uykuyu da çağırmak adına, kağıt ve kalem aldım uyurken yanıma.
Kendimi biricik ve yanlız hissettim çoğu zaman; bütün yazanlar gibi. Kimi zaman bir karabasanı, ayrıntıların gizlediği ya da hiç bir ayrıntının aslında ayrıntı bile olmadığı bir rüyayı sabaha taşımak için çabaladım. Gördüklerimi unutursam, imgelem dünyamın zararla kapatacağını, o boşluğun hesabını kendim dahil kimseye veremeyeceğimi, yazacaklarımı sonraya taşıyamamanın yükünü deftere`e nasıl açıklayacağımı, düşünüp durdum.
Sonunda "gerçek`le sanal olanın ayrımına varamadıoğım" gerçeği kaldı elimde; gündüzün rüyalarla desteklenen cehenneminde başka bir cennette buldum kendimi, gerçek`le rüyalarımızı yaşamak arasında bir fark yoksa eğer, rüyalarımız gerçek`se asıl gerçeklerimiz ve gerçek hayat adını verdiğimiz o bütün yanılsamalar da aslında bir rüya ile...
Ölü bir rüyayı görmektense, bir rüyayı kendi ellerimle öldürmenin, arada fark yoksa eğer, gündüz gözüyle rüya görmenin, kime ne zararı olabilirdi ki?