Tecessüs sıra dışı bir dedektif; sadece yerli veya uluslararası emniyet teşkilatlarının daveti ile önemli cinayet dosyalarını üstleniyor. Gerçek adı da dahil, kendisi hakkında çok az şey biliniyor. Ona göre her cinayet mükemmeldir; cinayet, insanın avcılık toplayıcılık dönemlerinden kalan ve baskıladığı bir ilkel güdüsüdür; her insan doğuştan az veya çok cani ruhludur ama çok az insan cinayet dedektifi yeteneklerine sahiptir. Tecessüs, kendisine verilen vakayı bir haftada çözer; yakaladığı katilin ayak serçe parmağını keser ve dondurarak koleksiyonuna ekler. O, klasik dedektifler tarihinin modern versiyonudur.
...Buğulu gözlerle bana bakarken kırlangıç buğulamamızı yiyorduk. Elbette hatırlamıştım, o zaman da ders çalışma bahanesiyle aynı sırada oturmak isterdi, yine böyle buğulu bakardı.
Aslında Cihangir’de yaşadığını ama nostalji amaçlı aldığı Arnavutköy’deki dairesinde de haftanın en az bir günü kaldığını söyledi. *Kahvelerimizi evde içelim, eminim dairem sana çok şey anımsatacak, sürpriz olsun.* Aklım hâlâ bulanıktı ama teklifi reddetmem de Tecessüs’e yakışan bir davranış olmazdı…