Kafka belki de edebiyatımızın kâhinidir. Korku Çağı’nın adalet anlayışını, adalet eliyle uygulanan baskıyı ve faşizmi ilk sezen ve bunu edebiyata ilk aktarandır. Ortada bir suçlu vardır, ama suçun ne olduğu belli değildir. İnsan bilmediği ve işlemediği bir suçla çepeçevre sarılmıştır. Kendi suçunu kendisinin bulması istenmektedir. Kuşatılmış ve çaresiz bırakılmış yirminci yüzyıl insanı sizce de yirmi birinci yüzyılda hâlâ aynı şekilde bireysel ve toplumsal bir işkence sarmalının içinde kendine bir hava boşluğu aramıyor mu? Dava’yı okumak ve anlamak hem geçen yüzyılı hem de günümüzü anlamak olacaktır belki de.