*Gül sessizce aşktan söz eder, yalnız kalbin anladığı Dilde*
Bulgaristan dağlarındaki bir manastırda bir doğum gerçekleşir. Annesi, bebeği terk etmeden önce ona adını fısıldar: Damascena…
Damascena on iki yaşına geldiğinde kayıp annesini aramaya çıkar ve kader onu Mevlana’nın dostu Şems ile karşılaştırır…
Şems artık Damascena’nın hem manevirehberi hem koruyucusu olacaktır…
Damascena’nın Şems’in rehberliğinde yetiştirdiği muhteşem güller onu hem bir azize mertebesine çıkarır, hem cadılıkla suçlanmasına neden olur… Güvende olmak için sığındığı manastırda çıkan yangında ağır yaralanır; onun hayata dönmesi sadece bir kişinin elindedir: Mevlana…
Damascena, yaralı geldiği Konya’da Mevlana’nın en yakınındaki insan olacak, güllerin dikenleri kadar acıtıcı, bir masalkadar büyüleyici bir yoldan geçecektir…
Damascena, bizi kalbin bilgeliğini aşarak acımızı aşka dönüştürmeye davet ediyor.