Kültür ve sanat hayatımızda önemli yeri bulunan Marmara Kahvesi’nde dünyadaki bütün fikir cereyanların nabzı atardı. Oraya kimler gelmezdi!.. Yerli ve yabancı ansiklopedilere giren Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Sedat Umran gibi şair ve mütefekkirler Mükrimin Halil Yinanç, Ali Saib Atademir, Nuri Karahöyüklü, Erol Güngör, Ziya Nur Aksun, Mehmed Genç gibi bilim insanları, adları listelere sığmayacak kadar çok sayıda gazeteciler, politikacılar ve aydınlar... Bilim, fikir ve sanat insanlarını dinlemek isteyen gençler için de orası belki fakültelerinden daha çok şey öğrendikleri bir mekandı. Tiryakisi olan işadamları, esnaflar, işçiler az değildi. Bir de meczupları vardı. Orada neler konuşulmaz, ülke hakkında hangi planlar yapılmazdı ki!.. Tarihin önemini kavrayan toplumlarda ebediyen korunacak olan o kahvenin yerinde şimdi yeller esiyor. "Dâhiler ve Deliler" romanını okurken, böyle mahfilleri koruyamadığımız için neler yitirdiğimizin acısını mutlaka derinden duyacaksınız.