Çağdaş dünya edebiyatının ve İtalyan edebiyatının en önemli kalemlerinden Dino Buzzati’nin ilk romanı Dağların Adamı Barnabo, ormanın saklı bir köşesinde, pek işe yaramayan bir cephaneliği beklemekle görevlendirilmiş bir bekçinin hikâyesi üzerinedir. Bekçilerden birinin öldürülmesiyle görevinden ve çok sevdiği dağlardan ayrılmak zorunda kalan romanın başkahramanı Barnabo bir taraftan pişmanlık ve yalnızlık duygusuyla savaşırken, diğer taraftan akıp giden hayatla, her şeyi anıya dönüştüren zamanla, düşün ve hakikatin zıtlığından doğan çelişkiyle ve sıkıntıyla mücadele ederek varoluşuna bir anlam bulmaya çalışır. Buzzati, sembollerle dolu gerçeküstü bir dünyayı, gerçek dünyanın yanına yerleştirir; hakikati istila eden hiçlik duygusunu bir varoluş biçimi olarak okura sunar. Dağların Adamı Barnabo, insanın dinmeyen yalnızlığına, doğaya içkin tabiatına ve zamanla çelişkili ilişkisine dair derinlikli bir roman... “Gelecek nesillerin asla unutmayacağı isimler vardır şüphesiz. Dino Buzzati de bunlardan biri.” –Jorge Luis Borges