Çulsuz, kimlik bunalımına bağlı psikolojik bir rahatsızlığı olan orta yaşlı bir adamın, Ersin’in, yaşadıklarının hikayesi. Eşi Aylin, Ersin kendini başka birisi sanıp her kaybolduğunda onu hafiye gibi bulur, kim olduğunu hatırlatır, şekline büründüğü sahte kimliğin bir hayal olduğunu anlamasını sağlar. Bu devam eden kovalamacanın bir yerinde Ersin suskunluğunu bozar ve ilk defa yaşadıklarını Aylin’le paylaşır, nasıl tenlere büründüğünü, bu kaçışların neden olduğunu anlatır. Bir otobüs yolculuğu sırasında bu yarım kalan hikayeleri bitirmeye karar verirler, ta ki hikayelerden birisi ikiliyi İzmir’de bir gece kulübüne götürene kadar. Ersin’le Aylin’in yolculuğu sadece hikayeleri tamamlamaz; yarım kalan aşklarını, inançlarını , korkularını da nihayete erdirir. İnsanın kaç farklı yüzünün olduğunu sınırları zorlayarak sorgulayan bir roman bu. Bu hikaye, insanın ne kadar farklı yüzü olsa da hepsinin tek bir ufka baktığını resmediyor: hüzünlerine.