Tükendi
Stok AlarmıYakın tarihimizin en büyük göç dalgalarından birisi de hiç kuşkusuz mübadeledir. Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan sözleşme ve protokolle, Türkiye`de yerleşik Ortodoks Rumlarla Yunanistan`da yerleşik Müslümanların zorunlu göçü öngürülmüştür. Mübadele sözleşmesi sonucu Türkiye`ye gelenlere "mübadele muhaciri" veya kısaca "mübadil" denilmektedir.
Nüfus mübadelesinin çok önemli sosyal, ekonomik ve siyasi etkileri olmasına karşın, Türkiye`de gerekli ilgiyi görmekektedir. Bu yüzden nüfus mübadelesinin bu hususları ve göçmenler, yaşam biçimleri, Anadolu halk kültürüne göçmenlerin katkısı ve Anadolu halk kültüründen aldıkları unsunlar, akademik çalışmalarla detaylarıyla irdelenmelidir.
Çukurova bölgesi mübadele öncesinde ve mübadeleyle, İmparatorluğun her yanından Anadolu`ya gelen göçmenlerin iskan edildiği bölgelerden birisidir. Çukurova bölgesinde Girit göçmenleri Adana, Mersin ve Hatay illerinin sınırları içinde yaşamaktadırlar. Bu çalışmanın konusunu, Çukurova bölgesinde iskan edilen Girit göçmenlerinin inançları, adet, gelenek ve görenekleriyle sözlü halk kültürü ürünlerinin derlenmesi, yazıya aktarılması ve göçmenlerin toplumsal yapıya uyum süreçlerinin değerlendirilmesi oluşturmaktadır.
Bugün hızlı kültürel değişim ve gelişimle şehirleşmenin doğurduğu kültür şoku yüzünden, insanımız öncelikle kendine ve kendini var eden değerlere yabancılaşmaya başlamıştır. Girit göçmenleri arasında yaşayan sözlü halk kültürü örnekleri, gelenekler, görenekler, inanışlar, bu hızlı kültürel değişim ve gelişimden fazlasıyla etkilenmektedir. Bu tür çalışmaların hızla yapılmas gerekmektedir. Çünkü nüfus mübadelesini birebir yaşayan insanlar göçüp gitmektedir. Çünkü nüfus mübadelesini birebir yaşayan insanlar göçüp gitmektedir. Zaman giderek kısalmakta ve o günleri yaşayan birinci kuşak göçmenlerden geriye çok az kişi kalmaktadır.
Çalışmamızda, Girit göçmenlerinin saklı kalmış kültür zenginliklerinin, geçmişten getirip halen yaşatmaya devam ettirdikleri alışkanlıklarının kayıt altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılmaları amaçlanmıştır. Göç ve Türkiye`ye aktarılan kültürel değerler ve davranış biçimleri, bir iki kuşak sonrasında ortaya çıkan uzlaşma evresinde, ortak bir kültürün hoş bir çeşnisi olarak görülmektedir. Artık bu kalıtı ve çeşniyi özgün içeriği ile yaşatma, geliştirme ve yeni kuşaklara aktarma sorumluluğu öne çıkmaktadır.