Şair Çolpan, hem *milletler hapishanesi olan çar imparatorluğu* döneminde, hem de *kandan beslenen ırkçı komünist ideolojinin hâkim olduğu Sovyet imparatorluğu* döneminde yaşadı. Esarette doğdu, esarette yaşadı, istiklâl ve hürriyeti göremeden esarette kurşuna dizildi. Esareti kabul etmediği için her türlü aşağılanmaya, hakaret ve işkenceye maruz kaldı. Vatanı Türkistan’ın sömürülmesine, baştanbaşa yakılıp yıkılmasına, vatandaşlarının katledilmesine şahit oldu. Ömür boyu peşinden ayrılmayan kızıl hafiyelerin kara gölgesi altında yaşadı. Bütün şiirlerinde istiklâl ve hürriyet arzusunu terennüm etti. Ömür boyu yaralı bir kuş gibi istiklâlin aydınlığına doğru, hürriyetin ferahlığına doğru kanat çırptı. Sonunda bir gece yarısı ensesine sıkılan soğuk kurşunlarla ebedî olarak Türkistan semasına çekildi.
Elinizdeki kitap, Sovyet imparatorluğunda istiklâl ve hürriyet arzusuyla yaşayan ve genç yaşında yaşamak hakkı gasp edilen bir millî şairin, Çolpan’ın gerçek bir trajedi olan hayat hikâyesini belgelere dayanarak bir ibret levhası hâlinde nakletmektedir.