"Bu ülkede nasıl gelirsin bir yerlere ha? Daha bilmiyorsun. Kimseye minnetin yok, öyle mi? Özgür kuş! Seni de koyacaklar bir kafesin içine! Yürü, diyecekler, yürüyeceksin. Dur, diyecekler, duracaksın. O irade seni de zayıf bir noktandan yakalayacak sonunda. Şeklini çizecek senin, benim çizdiğim grafikler gibi.Al, diyecek, sana bir elbise, bir biçim, bir surat! İşte senin işlevin bu! İşte sen busun...Sevinç Çokum, belirsiz bir zamanı ele aldığı romanını, gerçekler ve gerçeküstü olaylarla kurguladı. Romanda itirazlarını kaybetmiş kitlelerin belli bir hedefe yönlendirilmesinden doğacak sonuçlar işaret ediliyor. Yer yer ince bir alay ve isyan tonunda yürüyen kitapta yazar, edebiyatın ciddi yüzüne adeta muzip bir kalemle değişik çizgiler ekliyor. Hayatı insan grafikleriyle belirleyen bir çağın baskılı atmosferinde, yok edilemeyen asıl gerçeğe de vurgular yapıyor. İnsanın en doğal hakkı olan düşünce özgürlüğünün aşılamayacağına da...