Çıplak, sevimsiz, uçsuz bucaksız bir dağa, masal kuşlarına benzeyen zamandan süzülmüş sahipsiz bir yoksulluk. Sokakların çocuk seslerinden uzak kendi yalnızlığına terkedildiği ve pencerelerin nicedir içeri baktığı yıllar.

Ahşap dolapların naftalin kapıları, dört mevsim boşluğa açılıp solan saksılar, geceleyin hayal meyal tavanlara işleyen lambaların isi, her şeyin nedensiz bir tarih öğütücü olduğu ve içinde zamandan başka her şeyin aktığı bir küçük köy: Kızılcaova. Ve o yıllarda yağmurları çoğaltarak büyüyen çocuklardan biri yazar, Hamza Soner.

Yazar; İçinde zamandan başka her şeyin aktığı Kızılcaova ve 1955-1967 yıllarını bir çocuk gözlemiyle kendi yaşanmışlıklarını da içine katarak, adeta o günleri bir ressam inceliğiyle gönül tualinize yansıtıyor. Yüreklerinizin hatıra defterinde yılları özetleyen siyah-beyaz birer kartpostal olarak ve tarihe düşülmüş bir dipnot olarak kalsın istiyor.