Maksim Gorki’nin hayatını anlattığı üç kitaptan ilki olan *Çocukluğum*, yazarın -daha beş yaşındayken- babasının ölümüyle başlar. Bu ölüm yüzünden küçük Gorki, Rusya adım adım devrime yaklaşırken, dönemin siyasi çalkantılarının etkisinin açıkça hissedildiği daha geniş bir aileye dâhil olur. Dâhil olduğu ailede, aile üyelerinin çatışan ilişkilerine tanık olan bu küçük çocuğun hayata bakışı, iyilik ve kötülük algılamaları, nefret ve merhamet üzerine düşünceleri şekillenir ve okuyucu, dâhi bir yazarın bir çocukken küçük beyninden geçenlere şahit olur. Çoğu kez, sonra ben de Rus halkının, fakir, tek düzen hayatları içinde kederi kendilerine eğlence yaptıklarını, çocuklar gibi hep onunla uğraştıklarını ve böylelikle mutsuz olmanın bunlara hiç de sıkıntı vermediğini anlayabildim. Sonu gelmeyen bayramsız günlerde, keder bayram, yangın eğlence oluyor onlar için... Dümdüz suratın üstünde bir bere bile süstür.