Dünyayı görme biçimimize ilk perspektifi veren çocukluk dönemi, ebeveynlik rolü veya kamusal alanı paylaştığımız çocuklar birçok başlık altında tartışıldı. Fakat çocukluğun geçtiği mekânın ve mekâna anlam katan mimarlığın çocuk zihnindeki önemi konusunda ne kadar bilinçliyiz?
Bir okul yolunun çocuğun düşün evrenini ne kadar beslediği, modern kentin yorgun büyükleri arasında sıkılan çocukların mekânsızlığı, parkların plastikliği ve mekânın onların psikolojisindeki etkisi kente dair yeni sorular sormaya davet ediyor.
Çocuklukta devasa görünen boyutlarıyla evleri, müzeleri ve okulları büyüklerin dar anlamlarından kurtarmanın çocuk gelişimine etkisi mimarlıktan psikolojiye, alanında uzman isimler tarafından mercek altına alınıyor.
Kamusal alan sınırlarından dünyayı görme imkânı veren pencerelere çocuk ve mimarlık ilişkisi Abdi Güzer’in derlediği bu eserde tüm yönleriyle inceleniyor.