"Sonu kötü biten filmlerin iş yapmadığı masalını ben yıktım" demişti Bülent Oran, bir konuşmasında. Ayşe Şasa, yıllar sonra, bunu, seyircinin bilinçsiz de olsa `hayata son tanımayan bir inanca sahip olması`yla açıkladı. Gülşen Gazel, hikâyesinin sonunda, kötü son`dan söz ediyor ama, acılar ne yeryüzünden büsbütün kaldırılabilir ne de insan büsbütün acıya boğulur, şairin dediği gibi, `acıların yüzüne biraz tebessüm sürülmüştür, o kadar.` Çılgın Gönlüm, Gazel`in cümbüşlü anlatımıyla, `üzerine gam yazılmış ve dokunduğu yeri kanatan` bir anlatı olmuş. Alıntı ve göndermesi bol bir hikâye bu. Adını, aşk-ı dâimide tutulup yakılan, bu yüzden sesi yanık ciğer kokan Fuzulî`Nil dizelerinden alıyor. Gülşen Gazel`in, edebiyat ortamımıza mütevazi de olsa bir katkı sunabilecek ve bize yeni bir romancıyı haber veren bu anlatısında, `Her kalp bir acının izini taşıyor, insanlar da o izi en derinde saklayarak yaşıyor.` Ve bize örneğin şöylesi soruları sıkça soruyor : `Amerikalıların evlerinde besledikleri hayvanlara gösterilen incelik Guantanamo`daki Iraklı tutuklulara gösterilmemişti.` Gazel`in `çılgın gönlü`nden gelen bu anlatıyı severek okuyacaksınız."
- Sadık Yalsızuçanlar