Dünya döndükçe Hak ve batıl arasındaki mücadeleler devam edecektir. Müslümanlar kendi davalarına sahip çıktığı müddetçe, çile ve ızdıraplar yakalarını bırakmayacak; bu uğurda işkence, eziyet ve zulüm görmeye devam edeceklerdir. Bu zulmü belki de en yakınlarından görecek; hayatında hiç yakınlık duymadığı insanlara ve ülkelere sığınacaklardır.
Bu çile ve ızdırap kahramanları bazen cebri olarak, bazen de sünnetin gereğini yerine getirmek için bela ve musibetlerden kaçarak hicret edeceklerdir. Bu uğurda sevdiklerini, dostlarını kaybederken, yakınlarından hakaretlere, dışlanmalara ve iftiralara maruz bırakılacaklardır. Ama onlar, herşeye rağmen çile ve ızdırabı kullukta saflaşma ve Rabb’e yakınlaşma olarak kabul ettiklerinden dolayı, kimselere küsmeyecek, gönül koymayacak ve uğradıkları zulme rağmen asla zalimleşmeyeceklerdir.
Sizler de, Çile ve Izdırabı okudukça onu seveceksiniz. Onu, bir acı, bir kıvranma, bir usanma olarak değil de; Rabb’in kapısının sesi yüksek çıkan bir tokmağı ve o kapının sihirli bir anahtarı olarak göreceksiniz. Ve neden şimdiye kadar ona yabancı olduğunuza ve bu iksirden habersiz yaşadığınıza ağlacaksınız. Onu sevin ve bütün yaralarınıza Çile ve Izdırabı bir merhem olarak sürün ki, ötelere uzanan yollarınız aydınlansın.