Cihadı unutmak ve terk etmek demek, köleliğe, zillete, esârete, her türlü hakârete râzı olmak demektir. Günümüz Müslümanlarının hâli gibi...
Bu dünyanın tamamı da büyük bir devlet gibidir. Bütün Kâinat gibi, yeryüzü ve gökyüzü ile arasındakiler gibi, insanların ve cinlerin üzerinde yaşadığı bu dünya da Allah`ın mülküdür. Allahu Teâlâ bu mülkte, huzuru ve asâyişi temin etme, Allah`ın hükümlerini uygulama vazifesini "Müslümana"vermiştir. Kur`ân-ı Azimüşşan`da belirttiği gibi, Müslümanı "yeryüzünün halifesi" kılmıştır. Bu "yeryüzü devletinde" bir pislik olan küfrün, şirkin yaşamaması; hırsızın, uğursuzun, soysuzun, gâsıpın cirit atmaması için de "güç" şarttır, cihad lüzumludur. Yoksa, müşrikler, hırsızlar, soysuzlar, zâlimler ortalıkta cirit atar; insanlar Allah`ın diniyle tanışamadıkları gibi, can, mal ve nâmus emniyeti de kalmaz. Bu bakımdandır ki, cihad, bütün insanlığın huzuru ve emniyeti için şarttır. İşte mücâhidin vazifesi de budur. Yani Allah`ın mülkünde huzuru, emniyeti, güveni sağlamak, gerçek saâdetin yolunu açmak. Bu bakımdandır ki bütün islâm devletleri orduya, askeri güce ve silahlanmaya ehemmiyet vermişlerdir.
Şimdi ise ıslâmın düşmanı güçler, Müslümanın elinde bir tek silah dahi olmasını istememektedir. Ya işgal etmek sûretiyle Müslümanın elindeki maddi güçleri imhâ etmekte, yâ, lran-lrak savaşında, Suriye`deki çatışmalarda ve daha birçok ıslâm ülkelerinde örneği görüldüğü gibi Müslümanları çatıştırmakta, maddi gücünü imhâ etmektedir. Bu kitapta, yerine göre farzı ayn, yerine göre farzı kifaye olan, ama her hâlükarda farz olan cihadı anlatan, cihad rûhunu ikâme etmeyi hedefleyen yazılar yer almaktadır. "Cihad Yolu" isimli bu eseri, cihad şuıCıruyla, izzetli, şerefli, itibarlı günlerimize yeniden kavuşmak arzu ve temennisiyle takdim ediyoruz...